Soğuk savaş yıllarında ABD ve SSCB uzaydan teknolojiye, edebiyattan sanata, hemen her alanda rekabet etmişlerdir. Bu rekabetlerden biri de Güney kutbunun keşfi idi. Zorlu hava koşulları, diğer yerleşim birimlerine olan uzaklığı ve ekipman kıtlığı sebebiyle birçok ülkenin sefer yapmaya bile cesaret edemediği Antarktika’ya SSCB ilk olarak 1955 yılında sefer düzenlemiş ve orada istasyonlar kurup bilimsel çalışmalar yapmışlardır.
İşte bu seferlerin altıncısında, 1961 yılında, tıp tarihi açısından önemli bir olay gerçekleşti. O zamanlar henüz 27 yaşında genç bir hekim olan Leonid Rogozov, kendi kendini apandisit ameliyatı ederek tarihe geçmiştir. Şimdi gelin bu olayı detaylı şekilde ele alalım:
Novolazarevskaya İstasyonu’nda görev alan tek doktor olan Rogozov, 27 Nisan 1961 sabahında midesinin üstünde şiddetli bir ağrı hissetti. Daha sonra bu ağrıya mide bulantısı, ateş ve halsizlik eşlik etti. Birkaç ilaç kullanmasına rağmen rahatsızlığında hafifleme olmadığını gören Rogozov, kendisine apandisit teşhisi koydu. Ancak ortada bir sorun vardı: Üste başka doktor yoktu, en yakın doktor 1600 km uzaklıkta ve şiddetli tipi, hava araçlarının ulaşımını engelliyordu. SSCB’den gelecek gemi 36 günlük bir yolculuğun ardından istasyona ulaşabilirdi. En önemlisi ise apandisit patlamasının sonucu ölümdü, bunun farkında olan Dr. Rogozov, bize hayatta kalma iç güdüsünün ne kadar kuvvetli olduğunu gösterircesine bir karar aldı; Kendi kendini ameliyat edecekti.
30 Nisan 1961 günü Rogozov günlüğüne “Dün gece hiç uyumadım. Canım çok yanıyor! Ruhumda bir kar fırtınası fışkırıyor, 100 çakal gibi ağlıyor…” “… mümkün olan tek çıkış yolunu düşünmek zorundayım – kendimi ameliyat etmek … Neredeyse imkansız … ama kollarımı bağlayıp pes edemem..” yazmıştı.
İstasyon komutanı bu işlem için Moskova’nın onayını aldı ve Rogozov, 1 Mayıs 1961 saat 02:00’ da, istasyonda görevli bir şoför ve bir meteoroloji uzmanı ile birlikte operasyona başladı. Rogozov belirlediği bu iki kişiye ne yapmaları gerektiğini, ışık ve aynayı nasıl tutmalarını ve acil durumda ne yapmaları gerektiğini anlatmıştı. Hatta olası bilinç kaybında kendisine kaç doz adrenalin verileceği ve solunum cihazına bağlamayı bile öğretmişti. Ne var ki ameliyat sırasında Rogozov kendi bağırsağını yanlış yerden kesmiş ve yoğun bir kanama başlamıştı, artık öncelik apandisit değil, yanlışlıkla kesilip kanamaya sebep olan bağırsağı yeniden dikmekti.
Uzun uğraşlar sonucu kesiği yeniden diken Rogozov, kan kaybı yüzünden başı dönmeye, elleri titremeye ve yorgun düşmeye başlamıştı. O kadar yoruluyordu ki her 5 dakikada bir 20-25 saniye dinlenmek zorunda kalıyordu. Ancak sonunda şişmiş ve patlamaya hazır apandisite ulaştı. Anılarında “bir gün daha bekleseydim patlayacaktı” diyerek söz ettiği apandisitini keserken aniden elleri tekrar titremeye ve nabzı düşmeye başladı. Günlüklerinde o an için “artık bu işin kötü biteceğini düşündüm” yazdı. Ve iki zorlu saatin sonunda saat 04:00 sularında son dikişi de atıp ameliyatı bitirir Dr Rogozov. Ameliyattan sonra arkadaşlarına tıbbi malzemeleri nasıl sterilize etmeleri gerektiğini anlatır ve antibiyotik ve uyku ilacı alarak istirahate çekilir. Yaklaşık 2 hafta sonra, Dr Rogozov, sağlıklı bir şekilde görevinin başındadır.
Rogozov ülkesinde kahramanlar gibi karşılandı. Hatta bu ameliyattan sadece 18 gün önce Uzaya çıkan ilk insan olan Yuri Gagarin ile karşılaştırıldı. Bu ilginç bir durumdu zira her iki kahraman da 27 yaşındaydı, her ikisinin ailesi de işçi sınıfı mensubuydu ve daha önce görülmemiş başarılara imza atmışlardı.
Bu başarı üzerine Kızıl Bayrak İşçi Nişanına layık görülen Rogozov, adeta Sovyet Sistemi’nin başarısını dünyaya kanıtlar nitelikteydi. Rogozov’un oğlu Vladislav bu durumu şöyle açıklıyor: “Sovyet sisteminin yetiştirdiği bu yeni nesil gençlere bakın – genç, yakışıklı, gülümseyen, iyi arkadaşlar” diyor Vladislav. “Ama aynı zamanda çelik ve demirden yapılmış kararlılık.”
Tıp tarihine adını altın harflerle yazdıran kendi kendini ameliyat eden doktor Leonid Rogozov, 2000 yılında, 66 yaşındayken Saint Petersburg’ta hayatını kaybetti.
Babasının mirasına baktığımızda Vladislav bunun ilham kaynağı olduğuna inanıyor. “Tüm olasılıklar size karşı olduğunda kendinizi görünüşte çaresiz bir durumda bulursanız, en düşmanca ortamın ortasında olsanız bile pes etmeyin. Kendine inan ve savaş, yaşam için savaş.”
Günümüzde, Antarktika’ya giden her bilim adamı için apandisit alınması zorunlu bir uygulamadır. Hatta uzun süreli uzay görevlerine giden astronotlara da aynı işlem tavsiye edilmektedir.